Hakkımızda
İstanbul; çok katmanlı, çok kültürlü, gastronomi, tasarım, zanaat, müzik, sanatın hemen her dalını içeren bir liman kenti.
12. yüzyılda Cenovalıların kurduğu Galata’nın önemli bir parçası olan Karaköy; Museviler, Cenevizliler, Rumlar, Romalılar, Fransızlar, Venedikliler ve Osmanlıların aralarında bulunduğu pek çok kültürü barındırmış, pek çoğunun da asırlar boyunca bir arada yaşadığı bir bölge.
1800'ler
1826 yılında Nusretiye Camii, II. Mahmud tarafından Mimar Garabet Amira Balyan’a yaptırılıyor. Caminin bulunduğu yerde daha önce III. Selim tarafından yaptırılmış Tophane-i Amire Arabacılar Kışlası Camii bulunur.
1847-1848 yılları arasında Tophane Saat Kulesi, diğer bilinen adıyla Nusretiye Saat Kulesi, Sultan Abdülmecid tarafından bir sancak kulesi olarak yine Balyan Ailesi’nden Mimar Garabet Balyan’a yaptırılır.
1852 yılına geldiğimizde Tophane Kasrı, yine Sultan Abdülmecid döneminde İngiliz Mimar William James Smith tarafından yapılır.
Sultan Abdülmecid, 1858 yılında Rus Çarı’nın kardeşi Grandük Konstantin Nikoloviç’i burada kabul eder.
1897 yılında meydana gelen Osmanlı-Yunan Savaşı neticesi yapılan barış anlaşması da, büyük devletlerin sefirlerinin de katılımıyla, Tophane Kasrı’nda imzalanır.
1892 yılında Rıhtım inşa edilir ve denizle bağlantı kopar.
1900'ler
1907 - 1911; Paket Postanesi binası Rıhtım’ın ilk binası olarak inşa edilir ve yolcu salonu, hastane, postane gibi pek çok fonksiyona ev sahipliği yapar.
1910 - 1911; Rıhtımın ikinci binası Çinili Han inşa edilir. Önce yolcu salonu, 1940’tan sonra ise posta merkezi olarak kullanılır.
1912 - 1914; Merkez Han üçüncü bina olarak rıhtımın en başındaki yerini alır. Mevcut binaların ihtiyacı karşılayamaması ile 1936 yılında açılan bir yarışma ile Karaköy Yolcu Salonu; 1940 yılında Çinili Han ile Merkez Han arasında konumlanır.
1950’li yıllarda Salıpazarı’ndaki antrepoların yapılması ile liman sahası neredeyse 2013 yılındaki vaziyet planına sahip olur.
Liman; önce yük gemilerini, 1980’lerden itibaren de kruvaziyer gemilerini ağırlamaya başlar. Rıhtım sadece gemileri ve yolcuları ağırlamaz.
Liman sahası 1925-1945 yılları arasında Ford Fabrikası’na da ev sahipliği yapar. 1925 yılında Henry Ford, bizzat Maliye Vekâleti’ne başvurarak İstanbul’da bir fabrika kurmak istediğini bildirir ve fabrika 1929’dan 1945’e kadar burada araç üretmeye devam eder. 1990 yılında Karaköy ve Salıpazarı arasındaki 1,2 km’lik sahil şeridinin düzenlenerek yeni bir yolcu limanı yapılması konusu gündeme gelir.
2000'ler
Bu bağlamda Türkiye Denizcilik İşletmeleri, sahil şeridinde mevcut antrepo ve depoları işletme hakkı devir modeliyle özelleştirmeyi planlar. Doğuş Grubu, Özelleştirme İdaresi tarafından 16 Mayıs 2013’te gerçekleştirilen Salıpazarı Limanı İhalesi’ni 702 milyon USD teklifle kazanır. Böylelikle alanın geliştirme ve işletmesinden sorumlu Salıpazarı Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. kurulur.
Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. ile yapılan devir sözleşmesini takiben, Şubat 2014’te liman sahası bu şirket tarafından devralınır ve faaliyetlere başlanır. Şirketin ünvanı, Şubat 2018 itibariyle Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. olarak değişir.