Galataport İstanbul'da Karaköy'ün Büyülü Dünyasına Bir Yolculuk...
14.10.2019
İstanbul’un en özel semtlerinden Karaköy’e yeni bir soluk getirecek olan Galataport İstanbul, konuklarına projeyi deneyimleme imkanı sunduğu davette “Port Talks” serisinin ilkini gerçekleştirdi. “Galataport’ta Keyifli Bir Gece” başlığıyla Galataport İstanbul Genel Müdürü Erdem Tavas ve Proje Geliştirme, Pazarlama ve Kiralama Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak ev sahipliğinde gerçekleştirilen davette; her biri kendi alanında önde gelen konuk konuşmacılar; tarihten kültür-sanata, gastronomiden mimariye kadar Karaköy’ün farklı yönlerini ve güzelliklerini, keyifli bir sohbet eşliğinde davetliler ile paylaştı.
Karaköy sahil şeridine yıllar sonra erişim imkânı verecek ve turizmden kültür-sanata kadar hayatın her alanına dokunacak bir dünya projesi olan Galataport İstanbul, çok özel bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Galataport açılmadan önce ziyaretçilerine deneyimleme imkanı sunan ve Galataport’un sahiplendiği değerlerle ilgili temaların farklı disiplinlerle ele alındığı “Port Talks” buluşmalarının ilkinin ana teması, projenin yer aldığı Karaköy semtiydi. Gecenin davetlileri; Karaköy’ün tarihinden, kültür-sanat hayatına, gastronomi trendlerinden mimari dokusuna kadar pek çok yönünü uzman konuşmacılardan dinleme fırsatı buldu. Geçmişin ve Geleceğin Semti Karaköy Galataport İstanbul’un Karaköy’deki Tanıtım Ofisi’nde gerçekleşen ve konuk konuşmacılar ile medya mensuplarının katıldığı buluşmanın ev sahipliğini Galataport İstanbul Genel Müdürü Erdem Tavas ve Proje Geliştirme, Pazarlama ve Kiralama Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak üstlendi. Geceye özel hazırlanan yemek eşliğinde gerçekleştirilen sohbette; ana tema Karaköy ve semtin tarihi, kültür-sanat hayatı, gastronomi ve mimari alanındaki ilham kaynakları ve yeniliklerdi.
İstanbul Kafası programı ile şehrin bilinmeyenlerini ekranlara taşıyan akademisyen Levent Erden, katılımcıları Karaköy’ün geçmişine doğru bir yolculuğa çıkararak, “Karaköy eşi benzeri olmayan, şehirden zevk almanın merkezi olacak, tıpkı tarihinde olduğu gibi” diye konuştu. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şef Küratörü Vasıf Kortun da, Karaköy’ün kültür-sanat hayatındaki yerini ve önemini şu sözlerle aktardı: “Galataport İstanbul ile Karaköy çok değerli bir kapasiteyi taşıyor, gerçek bir sosyalleşme mekânına dönüşüyor.” D.ream CEO’su Umut Özkanca ise, gastronomideki dünya trendlerini ve Galataport İstanbul’da ziyaretçileri bu alanda bekleyen yenilikleri davetliler paylaşırken, “Peru, mutfağı ile dünyada tanındı. Sıra Anadolu mutfağında… Anadolu mutfağımızı, Türk mutfağımızı Karaköy’den tüm dünyaya duyuracağız” mesajını verdi.
Galataport İstanbul’un tasarım danışmanlığını üstlenen Tanju Özelgin ve Arif Özden, projede yer alan tarihi yapıların yanı sıra Karaköy’ün mimari dokusuyla uyumlu bir şekilde tasarlanan yapıların ortaya çıkış hikâyesini anlattılar. Özelgin: “Bir şehri ziyaret ettiğimiz zaman ilk görmek istediğimiz yerler eskiyen değil o şehirle yaşlanan mekanlar. Biz burada küçük mahalleler düşündük. Birbirinden farklı ama bir bütünün parçaları, bir ailenin çocukları gibi…” derken, Özden ise şöyle konuştu: “Projede kullanılan malzemelerden mimariye kadar bütün unsurları kendiliğinden oluşmuş gibi, hayata tutunacak bir şekilde hayal ettik.” Boğaziçi’nden Dünyaya: Yeni bir Destinasyon Galataport İstanbul, 1,7 milyar dolarlık yatırım tutarı ile, Boğaz kenarında 1.2 km’ye sahip sahil şeridini kapsayan, dünyanın en önemli destinasyon projeleri arasında yer alıyor.
Galataport İstanbul ile şehrin tarihi limanı bir yandan dünya standartlarında bir kruvaziyer limanına ve yeni bir destinasyona dönüşürken bir yandan da yıllardır halkın erişimine kapalı olan bu sahil şeridi erişime açılacak. Dünyada ilk kez hayata geçirilen özel bir kapak sistemi ile yerin altında kurgulanan terminale ev sahipliği yapacak tarihi liman ise, İstanbul’un dünyaya denizden açılan kapısı olacak. Galataport’ta yaklaşık 250 adet perakende ve yeme-içme noktası planlanıyor.
Alışveriş ve yeme-içme birimleri için ayrılan kiralanabilir alan toplamı yaklaşık 52.000 metrekare, kiralanabilir ofis alanı ise 43.000 metrekare. Proje içerisinde ayrılan ve standardın iki katı olan %35’lik yeme-içme oranı, Galataport İstanbul’u şehrin yeni gastronomi merkezi konumuna taşıyor.
Galataport Projesi içerisinde ayrıca tarihi binaların restore edilmesi ile geliştirilen 177 odalı seçkin bir otel zinciri bulunuyor. 1928’de kurulan ve dünyada sadece 10 adet oteli bulunan Hong Kong menşeili Peninsula Grubu’nun, sadece işletmeci olarak değil aynı zamanda %50 oranında yatırımcı olarak girdiği Peninsula İstanbul projesi, Galataport’a ve ülke turizmine büyük katkı sağlayacak bir yatırım. 2020’nin ikinci çeyreğinde açılacak Galataport İstanbul ile şehir, bölgenin doğal dokusuna uyumlu, kültür-sanat kurumlarının, dünya standartlarında bir kruvaziyer terminalinin, seçkin bir otel zincirinin, farklı segmentlere hitap eden markaların, kafelerin, restoranların ve ofis alanlarının yer alacağı, yerli ve yabancı turistlerle İstanbulluların bir arada olacağı önemli bir yaşam alanına kavuşacak.
İstanbul’un ilk Müze Meydanı Proje kapsamında peyzaj düzenlemesi hayata geçirilen tarihi Tophane Meydanı da yeniden İstanbul’un en önemli meydanlarından birine dönüştürülüyor. Galataport sahasında yer alan, Türkiye’nin en önemli kültür-sanat kurumlarından İstanbul Modern ve Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi‘nin ortasında kalan bu alan, İstanbul’un ilk müze meydanı olacak. Çok özel bir teknikle mevcut yerinde Galataport tarafından restore edilen tarihi Tophane Saat Kulesi’ni tam ortasında barındıran bu meydan; yıl boyunca kültür-sanat, tasarım ve moda gibi pek çok alanı içeren bir etkinlik programı ile canlı tutulacak ve gerek İstanbullular gerekse turistler için bir çekim noktası haline gelecek. İstanbul Modern; Doğuş ve Bilgili gruplarının Eczacıbaşı Grubu ile yaptığı iş birliği çerçevesinde, tüm masrafları taraflarca yarı yarıya karşılanmak üzere İstanbul Modern daha geniş bir şekilde eski yerine yeniden gelecek. Bu iş birliği kapsamında Doğuş-Bilgili aynı zamanda İstanbul Modern’in ana sponsoru oldu ve müzenin geçici mekânı olan Union Française binasına tüm taşınma masraflarını ve müze binası tamamlanana kadar bu mekandaki tüm kira giderlerini üstlendi. Bu destek yeni müze binasına taşınmayı da kapsayarak daha sonra da devam edecek.
Yılda 25 milyon ziyaretçi çekecek Proje tamamlandıktan sonra da yılda mürettebat dahil yaklaşık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusunun İstanbul’u ziyaret edeceği öngörülüyor. Galataport İstanbul, 7 milyonu yabancı olmak üzere yılda toplam 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacak. Galataport İstanbul Hakkında: Doğuş Grubu’nun Özelleştirme İdaresi tarafından 16 Mayıs 2013’te gerçekleştirilen Salıpazarı Limanı İhalesi’ni 702 milyon USD teklifle kazanmasının ardından, Grup Ocak 2014’te Bilgili Holding’e bağlı BLG Capital ile ortaklık gerçekleştirdi ve bu ortaklıkla alanın geliştirme ve işletmesinden sorumlu Salıpazarı Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. kuruldu. Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. ile yapılan devir sözleşmesini takiben, Şubat 2014’te liman sahası devralındı ve faaliyetlere başlandı. Şirketin unvanı, Şubat 2018 itibariyle Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. olarak değiştirildi. Sahasında barındırdığı İstanbul Modern ve İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ile sanatın Türkiye’deki en iyi örneklerine ev sahipliği yapan Galataport Projesi, tamamlanmasının ardından İstanbul’un kültür-sanat ve tasarımla yeni buluşma noktası olacak. Galataport İstanbul, üstün teknoloji ile kurgulanmış bir kruvaziyer terminaline, seçkin bir otel zincirine, yerel ve dünya lezzetlerini sunan kafe ve restoranlara, ulusal ve uluslararası birçok markaya ev sahipliği yapacak.
Galataport, ziyaretçilerine kültür-sanattan gastronomiye, eğlenceden dinlenmeye kadar çok geniş bir yelpaze sunan ve 7/24 yaşayacak bir alan olacak.