KAPAT
Kerim Suner ile Tarihi Fotoğraf Sanatına Yolculuk
Kullandığı wet collodion tekniğiyle zamansız fotoğraflara imza atan Kerim Suner, fotoğrafçılıkla olan ilişkisini, tarihi tekniklerin inceliklerini ve bireysel çalışmalarını anlatıyor.
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Kerim Suner. Fotoğrafçıyım. Asıl mesleğim bilgisayar mühendisliği ama yoğun olarak son sekiz-on yılımı fotoğrafçılıkla geçirdim. 2014 yılından itibaren yavaş yavaş tarihi teknikleri kullanmaya başladım. Şu anda da 1850'lerde keşfedilmiş ve özel olarak 1850-1860-1870 yıllarında kullanılmış olan wet collodion tekniğiyle çekim yapıyorum. Bugün size bu tekniğin inceliklerinden bahsedeceğim.
Wet collodion tekniği nedir? Bu tekniğin ne zaman ortaya çıktığını ve uygulama yöntemlerini paylaşabilir misiniz?
Wet collodion tekniği dünyada keşfedilmiş olan üçüncü diyebileceğimiz pratik fotoğraf çekme tekniğidir. İlk teknikler 1839'larda ortaya çıkıyor. İki teknik var o yıllarda, ikisinin de iyi tarafları ve kötü tarafları var. Kısaca anlatmak gerekirse, wet collodion bu iki tekniğin iyi taraflarını birleştiren, cam üzerine yüksek kaliteli negatif üretmeyi ve bu negatiften de kağıt üstüne baskı almayı sağlayan bir teknik. Aynı zamanda o tekniği biraz değiştirerek yine cam üzerine ağırlıklı olarak tek, unique, dediğimiz yani çoğaltılamayan kopyası olmayan pozitif fotoğraflar da üretmek mümkün. Biz şu anda her ikisini de uygulayabiliyoruz.
Peki wet collodion tekniğiyle çektiğiniz, hafızanızda yer eden ve fotoğraf karesini ilk gördüğünüzde sizi etkileyen bir fotoğraf var mı?
Herhalde benim çektiklerim içinde beni en çok etkileyen tekniği uygulayabildiğim ilk fotoğraf. Çünkü çok uzun süre alıyor, öğrenme dönemi uzun ve meşakatli oluyor. Başarılı bir fotoğraf çıkartmak biraz zor oluyor. İlk "Tamam ben bu işi öğrendim." dediğim fotoğraf, beni en çok etkileyen fotoğraf oldu diyebilirim.
İçinde bulunduğumuz dijital çağı da göz önünde bulundurarak, sizce iyi bir fotoğraf çekebilmek için geçmiş çalışmaları bilmek ne kadar önemli?
Her konunun geçmişini bilmenin çok büyük faydası var. Ama bu demek değil ki geçmişe takılalım, illa ki geçmişte ne yapılıyorsa öyle yapalım. Eski çok iyiydi bugün çok kötü şeklinde değil ama her şeyin geçmişini bilerek, nereden buralara gelindiğini, bu kullandığımız tekniklerin ve kullandığımız aletlerin hangi aşamalardan geçtiğini, kimlerin büyük feragatli çalışmaları sayesinde bizim günümüzde bu çalışmaları uygulayabiliyor olduğumuzu bilmenin tabii çok büyük faydası var.
Günümüzde bir şeyi wet collodion tekniğiyle çekmek isteseydiniz bu ne olurdu?
Aslında her şeyi çekiyorum, şu anda bütün İstanbul'u fotoğraflıyorum. Yani ben yaklaşık bir yıldan uzun bir süredir, bir İstanbul serisi yapıyorum geçmişin gözünden bugünkü İstanbul temasında. 21. yüzyıl İstanbul'una 19. yüzyıl teknikleriyle ve ekipmanlarıyla, 19. yüzyıl gözünden bakmaya çalışıyorum.
Son bir soru, fotoğraf tam olarak sizin için ne ifade ediyor? Fotoğraf tutkusunu ne zaman hissettiniz ve bu işe devam edeceğinizi ne zaman anladınız?
Birkaç aşama oldu. Fotoğrafla ciddi anlamda ilk olarak ortaokul lise çağlarında tanıştım. Karanlık odada ilk fotoğrafımı elde ettiğimde büyülendim ve ben bununla uğraşmak istiyorum dedim. Hayat şartları nedeniyle hiçbir zaman istediğim ölçüde fotoğraf üzerine çalışma imkanım olmadı. Ancak kırklı yaşlardan sonra daha çok vakit buldum ve tekrar o eski karanlık oda heyecanını aradım dijital ortamda. Bilgisayar mühendisi olmama rağmen dijitalden uzaklaşarak tekrar geriye dönüp fotoğrafın ilk dönemine ve mucize zamanlarına yöneldim. Her gün o mucizeyi yaşatmaya çalışıyorum.
İlginizi Çekebilecek Diğer Blog Yazıları
Daha Fazlası İçin: GALATAPORT İSTANBUL MOBİL UYGULAMASI
2024 Tüm Hakları Saklıdır. Galataport İstanbul